Tiroidektomi, tiroid bezinizin bir tarafının (lobektomi), iki tarafının (tamamının – total) veya tamamına yakınının alındığı ameliyattır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda ameliyat olmanızı gerektiren bir tiroid hastalığınız olması durumunda tiroid bezinizin tamamı, tamamına yakını veya bir bölümünün çıkarılması gerekecektir. Yalnızca nodülün veya nodüllerin alınması durumunda cerrahi tedavi eksik kalmış olur; böyle hastalarda hastalık %100 oranında tekrar eder. Hastalıklı dokunun çıkarıldığı ameliyatlarda başarı beklentisi yüksektir. Ancak hastalığın tekrar etmesi durumunda ikinci bir ameliyat gerekli olabilir. Bazı durumlarda, ameliyatla çıkarılan parçanın patolojik incelemesi sonucu ek tedaviler gerekebilir (ikinci bir ameliyat, ilaç tedavisi, atom tedavisi gibi).

Tiroid Ameliyata ilişkin bilgiler:

  • Tiroid ameliyatları, çoğunlukla genel anestezi altında (uyutularak) yapılır.
  • Ameliyat, boynun ön kısmından yaklaşık 3-4 cm uzunluğunda bir kesiden gerçekleştirilir.
  • Ameliyat sırasında, gerekli görüldüğü takdirde, çıkarılan parçalar hızlı patolojik değerlendirme (frozen inceleme) için laboratuvara gönderilir. Bunun sonucuna göre ameliyat şekli değişebilir. Nadiren ameliyat sırasındaki patolojik inceleme kanser tanısını koymakta yetersiz kalır. Bu durumda kanser tanısı, ameliyatta çıkarılan dokunun kalıcı incelenmesi sonucunda konur ve tiroid bezinin tamamının alınmadığı durumda geride kalan dokunun alınması için ikinci bir ameliyat gerekebilir.
  • Ameliyat sonrası izlem sırasında herhangi bir sorun yaşanmaz ise hasta genellikle ameliyatın ertesi günü taburcu edilir.

 

Tiroidektomi komplikasyonları

Gösterilen bütün özen ve dikkate rağmen, ameliyat sırasında veya sonrasında istenmeyen bazı durumlarla karşılaşılabilir.

Her ameliyatta olduğu gibi, tiroid bezi ameliyatlarında da anesteziye ait komplikasyonlar gelişebilir. Bunlar anestezi hekimi tarafından ayrıntılı olarak size anlatılır. Anlatılmadığı takdirde bunu hekiminizden talep etmenizi öneririz.

Cerrahi sonrası sık karşılaşılan bir durum yutma güçlüğüdür. Anestezi sırasında nefes borusuna yerleştirilen tüpten kaynaklanan bu durum genellikle 24–72 saat içinde gerilemektedir.

Kanama ve enfeksiyon kısa dönemde görülebilecek komplikasyonlardandır. Kanama, solunum yolunu tıkayabilir. Bu nedenle ikinci bir ameliyat gerekebilmektedir. Ameliyat sırasında oluşan ciddi kanamalar nedeniyle kan veya kan ürünlerini vermek gerekebilir.

Ameliyat sırasında damarları bağlamak için kullanılan malzeme nadir de olsa reaksiyon göstererek ameliyat yerinde akıntıya neden olabilir. Akıntı nedeniyle ek cerrahi girişim gerekebilir.

Tiroid ameliyatlarından sonra %2-3 hastada boynun ön kısmından yapılan kesi yerinde ‘keloid’ denilen estetik görünümü bozan, kalıcı ve fark edilebilir nitelikte kalın yara izi gelişebilmektedir. Bu istenmeyen yara izinin oluşma riskini azaltmak için silikon içeren kremler ameliyat sonrasında hastalara önerilmektedir.

  • Nadiren de olsa ameliyat kesisinin olduğu bölge nefes borusuna yapışabilir. Bu durumda, hasta yutkunduğunda kesi yeri hareket eder. Bu durum estetik görünümü bozan, kalıcı ve fark edilebilir nitelikte olabilir.
  • Hipokalsemi, kan kalsiyum seviyesinin düşük olması olarak adlandırılır. Kan kalsiyum seviyesini ayarlayan paratiroid bezleri tiroid bezinin yakın komşuluğunda bulunur. Ameliyat sonrası geçici ya da kalıcı olarak kalsiyum düşüklüğü görülebilir. Bazı hastalar geçici kalsiyum düşüklüğü nedeniyle 1 yıl süreyle kalsiyum tabletleri kullanmak zorunda kalabilir. Kalıcı kalsiyum düşüklüğü oldukça nadir görülmektedir (%3 oranında).
  • Ses teli ya da tellerinin felci, tiroid bezi komşuluğundaki ses teli sinirinin ödem, gerginlik veya hasarlanmasına bağlı geçici ya da kalıcı olarak %1 – 5 hastada görülebilir. Bu durum hastada kendini ‘ses kısıklığı’ veya ‘ses yorgunluğu’ olarak gösterir. Ses kısıklığı aynı zamanda anestezi sırasında yerleştirilen tüpün boğazda meydana getirdiği tahriş nedeniyle olmaktadır. Bu durum, genellikle 7-10 günde düzelmektedir. Ses teli sinirinin iki taraflı olarak yaralanması halinde nefes almanız güçleşebilir. Bu durumda boyundan nefes borusuna tüp takılmak zorunda kalınabilir. Tüp takılması durumunda geç dönemde nefes borusunda darlık gelişebilir. Nadiren de olsa kalıcı sinir felci görülebilir (%1’den az).

Tiroid bezinden ikinci kez ameliyat olan hastalarda yukarıda bahsedilen komplikasyonların gelişme riski daha fazladır.

Tiroid bezinizin tamamının ya da tama yakın çıkarılması durumunda – bezin ürettiği hormon vücuda gerekli olduğu için – ameliyat olan hastanın, hormonu ilaç olarak ömür boyu kullanması gerekmektedir.

 

Boyun Diseksiyonu

Boyun diseksiyonu, boyunda var olan bir tümör varlığında veya boyuna yayılma ihtimali olan tümör varlığında uygulanan, boyundaki lenf bezlerinin alındığı bir işlemdir. Tedavi edici veya boyunda hastalık oluşmasını önleyici olarak yapılabilir. Tüm cerrahi işlemlerde olduğu gibi yapılan işlemin belirli riskleri vardır ve bu riskler hekim tarafından hastasına anlatılır.

Boyun diseksiyonu ameliyatına ilişkin bilgiler:

  • Boyun diseksiyonu ameliyatları da, genel anestezi altında (uyutularak) yapılır.
  • Ameliyat, boynun ön kısmından başlayıp yana uzanan bir kesiden gerçekleştirilir.
  • Boyun diseksiyonuna özgü olası riskler, omuz düşüklüğü ve güçsüzlüğü, dudak kenarında çekilme, asimetri ve güçsüzlük, dil hareketlerinde bozulma, dili sağa ve/veya sola oynatamama, yutma ve konuşma güçlüğü, kalıcı solunum problemi, boyundaki büyük damarlarda yaralanma, boyun, omuz ve kolda duyu ve hareket kusuru, lenf kanalların yaralanması nedeniyle lenf kaçağı.
  • Boyun diseksiyonu sırasında lenf bezlerinin çıkarılması sırasında lenf kanalların yaralanması nedeniyle oluşabilecek lenf kaçakları nedeniyle hasta tekrar ameliyat olmak zorunda kalabilir veya takip altında tutulabilir. Bu işlemler hastanede yatış süresinin uzamasına neden olur.